Merhaba TOURMAG okuyucuları,bu sayımızda acısıyla tatlısıyla geçirdiğimiz yaz sezonunun kritiğini yapmak istedim.Geçtiğimiz sezonlara göre bu yaz daha farklı bir yaz oldu sanki.
Ramazan aylarının yaza denk gelmesi bir şekilde yaz turizmini duraklamaya alıyor bunun yanı sıra ülkemizde yaşanan acı kayıplar,darbe girişimi vs. derken Türkiye turizm allak bullak oldu.Akşam gazetesinde ki köşemde de sık sık turizmimiz hakkında yorumlarımı belirttim şimdide bu yaz için yeme-içme,eğlence ve turizm sektörüne genel bakışımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ruslar ve Antalya Vesvesesi
Yaz turizmimize ilk darbe Rusya ile yaşadığımız siyasi gerginlikten dolayı geldi.Rusya ve Türkiye arasında geçici bir dönem süren bu gerginlik,ülkeler arası tekrar vizeli geçişin gündeme gelmesi derken geçiminin büyük kısmını ruslardan sağlayan Antalya turizmi büyük yıkım yaşadı.Aylar öncesinden ruslar tarafından istilaya uğrayan Antalya otelleri uzun bir süre sinek avladı.Türk turistlerle idare etmeye çalışan oteller büyük hüsran içinde sezonu kapatacaklarını düşünürken ülkeler arasında uzlaşma sağlanması ile eski canlılığına kavuştu ve krizin köşesinden dönüldü.1ay önce Antalya sahillerinin bomboş resimleri sosyal medyada dolaşırken biranda plajlar eski canlılık ve hareketine geri döndü.
BODRUM’DA Kİ DÜNYA DEVLERİ
Bodrum,uzun senelerdir türk turistlerin en uğrak lokasyonu.Her kesimden tatilciyi kucaklayan yöremiz sezon başında bu yaz için çok ümitliydi.Blue Marlin İbiza,Nikki Beach gibi bir çok dünya devi Bodrum’a demir attı ve ciddi paralar harcayarak kapılarını Bodrumlu tatilcilere açtı.Turizm ve yeme-içme sektöründe çalışan biri olarak dünya markalarının ülkemize gelmesiyle ilgili kişisel eleştirilerim var.Daha mekanlar açılmadan yabancı yatıcırımcılarla görüşürüm ve mekanlar hakkında bilgi alırım.Ortak düşünceleri hep aynıdır.Dünyada düzen,işleyiş nasıl ise ülkemizde de aynı işletme şeklini devam ettirmek isterler.
Gelin görünki evdeki hesap çarşıya uymaz biz türkler samimi milletiz,rezervasyon kültürümüz henüz oturmadı.Biz mekanı arayıp ‘Ahmet Abi ben geliyorum’ alışkanlığıyla büyüyoruz bu yabancı kökenler haftalar önceden rezervasyon talep edip hatta sadece internet üzerinden rezervasyon almayı talep edince eksiden başlamış oluyorlar.Bir yanlış düşünceleri ise türkleri,şuursuz para harcayan araplarla karıştırmaları.Euro-dolar hesabıyla yapılan fiyatlandırmalar ve uçuk rakkamlar,türk tatilciyi ‘Pahalı ise lüks ve iyidir’ düşüncesinden çok ‘Enayi değilim başka biryere giderim’ mantalitesine yöneltiyor.İşte maalesef geldikleri ülkenin eğlence kültürünü kendi politikalariyla sentezleyemedikleri için sonuç hüsran.Sanırım bu dünya devlerinin miadı bu yaz sona erdi.
YALIKAVAK ZİRVEDE KAPADI
Senelerdir elit kesimin Bodrum’da ki tercihi Türkbükü’ydü.Son 2 senedir Yalıkavak’ın gelişmesi,Palmarina’nın açılması,birbirinden çeşitli farklı yaşlara hitaben eden plaj,restoran ve klublerin açılması dengeleri değiştirdi.Sezonun zirvesi yine Türkbükü’n de bulunan Maçakızı Otel’in plajı,Bella Sombra Otel’in HappyHour’ları ve Sess Gece klubüydü fakat yinede Yalıkavak’ın popülaritesini geçmeyi başaramadı. Yalıkavak’ta adeta plaj ve popçu savaşları yaşandı ve bu rekabet kızıştıkça mekanlar kendilerini daha ileri taşıyarak müşterilerini memnun etme savaşı verdiler.
Yalıkavak’ın En Çok İş Yapan Plajları: Berksan ile Çilek,Hande Yener ile Sebastian,Hadise ile La Plaj’dı.Turizm krizi Bodrum’u da vurmuşken bu 3 mekan dolup taşıyordu.Başarılarını ticaret sektöründe devam ettiren bu sanatçılarımızı canı gönülden tebrik ederim.En elit ve şık plaj ise Highlight Otel’in plajı X Beach’di.Tamamen değişen dekorasyonu ile kendine hayran bıraktı.Görselinde olduğu kadar lezzetlerinde de bir o kadar iddaalıydı.Yemeklerin hepsi birbirinden iyiydi.
En Çok İş Yapan Restoranlar: Palmarina içerisindeki bir çok restoran günlerini dolu geçirdi bunlaran en favoriler Zuma,Fenix,Agency ve eski Sait Balıkçısının yerine eski Sait çalışanlarının açtığı ‘Eski Yer’ oldu.
En Çok Eleştirilenler:Marinada ki Nusret ve Balıkçı Sait,uyguladıkları fiyat politikaları ve eski lezzetlerini kaybetmeleri üzerine en çok eleştiri alan restoranlar oldu.
ÇEŞME’DE NE VARDI NE YOKTU
Bol eğlence,müzik ve enerji vardı huzur yoktu.Çeşme son 2-3 senenin turizm sektöründe lideri.Ülkede ne krizler ne sorunlar yaşandı Çeşme eğlencesine banamısın demedi.Hızla gelişen Çeşme eğlence sektörü her sene katlayarak gelişiyor,mekan sayısı artıyor,farklı farklı yöreleri değer kazanıp modernize ediliyor.
HACIMEMİŞ TRENDİ
Bu senenin en popüler yeri Alaçatı’nın HacıMemiş Mahallesi’ydi.Aman allahım bu ne sükse bu ne kalabalık.Mahallenin her yapısı otel ve ya restoran-gece klübu olmuş.Elinde içkisi izmirlisinden ankaralısına bursalısından istanbullusuna herkes sokaklara dökülmüş.Mekanlara girmeyi bırakın sokakta yürümek imkansız.İnsanlar adeta konserve kutusunda gibi eğleniyor ve ya eğlenmeye çalışıyor.Alaçatı Port’ta ki mekanlarda haftaiçi-haftasonu demeden dolup taşıyordu.Bu sezon yine her plajda farklı konsepte düzenlenen happy hourlar gençlerin vazgeçilmeziydi.Yani Çeşme’ye tatil için giden bir kişinin günlük rutini plaj partileri ardından gece klubü ve onun ardından da sabahın ilk ışıklarına kadar müziğin ve eğlencenin devam ettiği ‘after’ mekanlarıydı.
TATİL İÇİNDE TATİL ÖZLEMİ
İşin bir başka boyutu ise popülasyon çok fazla olduğu için plaj,restoran,klüp ayırt etmeksizin günler öneden rezervasyon yapmanız gerekiyor hatta şöyle rahat bir yerde oturayım karnımı doyurayım ama rezervasyon yaptırmadım derseniz aç kalırsınız! Valla Çeşme’yi sevmiyorum desem yalan olur.Özellikle şehir monotonundan sıkıldıysanız,içiniz kıpır kıpır eğlenceye susamışsanız aradığınız tatil durağı Çeşme.Ama şunuda söylemeliyim ki ne zaman Çeşme’de 5 günden fazla kalsam bu eğlence temposu,sessiz sakin huzurlu çekilecek bir köşenin kalmayışı benim tatil içinde tatil özlemi çekmeme neden olur.Ünlüsü,sosyetiği bol Çeşme! Azı karar çoğu zarar diyerek yazımı bitireyim.
Yorum Yok