Bu hafta ailemle geçirdiğim çok keyifli bir günü köşeme taşımak istedim.Cumartesi günü doğumgünümdü.Yurtdışında olucağım gerekçesiyle tüm ailemin bayanları haftaiçi bana özel bir gün hazırladılar ve 15 bayan Burgaz Adası’nın yolunu tuttuk.
Sedef Adası,Büyük Ada,Heybeli Ada daha turistik ve daha önce ziyaret ettiğimiz adalar olduğundan dolayı seçimimiz Burgaz Adası oldu.Daha entel kesimin tercih ettiği bu ada da dolu dolu bir gün geçirdik ve doğumgünümü kutladık.Bu bahane ile Burgaz Ada’yı turistik ziyaret edecekler için rehber olabilcek cinsten bir keşif yazısı hazırladım.
KALPAZANKAYA
Sabahın ilk saatlerinde tekneyle yola çıktık ve Burgaz Ada’ya vardık.Şu çok konuşulan,Türkiye’nin sayılı manzaralarından birine sahip Kalpazankaya ilk durağımızdı.Kalpazankaya,ismini bizans dönemindeki kalpazanların bu sahildeki büyük kayanın üst kısmında bulunan kuyunun içindeki kalp parabasmalarından almış.Uzun bir dönem,tepeye ulaşmak epeyce zormuş sadece dar bir yoldan yaya ulaşımı ile buradaki çay bahçesine ulaşılıyormuş.Zamanla tepeye çıkan patika genişletilerek bugün olduğu gibi faytonlarla ulaşıma elverişli hale getirilmiş.Burgaz sahilden faytonlara atladık ve 10-15 dakikalık bir fayton yolculuğu ile Kalpazankaya tepesine tırmandık.Gerçekten eşsiz bir manzara tepede bizi kucakladı.Kahvaltı için manzaraya karşı bir masa seçtik ve günün ilk saatlerini keyifle geçirdik.Haftaiçi erken saatler olmasına rağmen bir çok kadın grubu çay bahçesine akın etmişti.
ZİYARET EDİLMELİ
Burgaz Ada’da tarihi pek çok doku bulunuyor.Evler renove edilmiş olsada hiç dokunulmamış bir tarihi ev var ki buram buram anı ve edebiyat kokoyor.Ünlü edebiyatçımız Sait Faik Abasıyanık’ın hayatını geçirdiği ve gözlerini yumduğu köşk.Müze haline getirilen bu köşk’ün bahçesi dahil tüm odaları korumaya alınmış ve Abasıyanık’ın kullandığı tüm eşyalar orjinalliği bozulmadan saklanmış.3 katlı bir köşk (ya da gezilebilen 3 katı var sadece).Yatak odası,yemek odası orjinal şekliyle duruyor.Mektup odasında Sait Faik’in elinden birebir yazılmış mektuplar,kart postallar ve telgraflar sergileniyor.Esprili bir düşünce ise mektup odasında kağıt ve kalem ‘Sait Faik Abasıyanık’a Ne Yazardınız?’ notu ile ziyaretçileri bekliyor.Evin en göz alıcı,akılda kalan kısmı ise çatı katındaki keyif odası.Adalar ve yemyeşil yapraklar arasında görünen deniz manzarasına karsı 2 deri koltuk bulunuyor.Yazılarına başlamadan önce burada oturur ilham alırmış.Bu kadar nostaljik bir köşkün,çağdaş müze anlayışıyla korunması çok güzel.
AŞIKLARI KUCAKLAYAN ÇINAR
Abasıyanık Köşkü’ne yol almışken yolda dev bir çınar ağacı ile karşılaşıyorsunuz.600 yaşındaki bu çınar kim bilir ne hikayelere ne aşklara şahit olmuştur diye aklımdan geçirirken biraz ilerleyince ağaca yandan bakıyorum ve bildiğimiz çınarlardan biraz farklı bir gövdesi olduunu görüyorum.Tam 2 kişiye içine alacak şekilde bir boşluk var gövdede.Etraftaki esnaftan duyuyorumki zamanında çiftler bu ağacın gövdesinde buluşurlarmış.Şimdi 600 yıllık çınara zarar gelmemesi için ağaç demir ile çevrilmiş.
BALIK KEYFİ
Birçok kişi gün batımında Burgaz Ada’nın keyfi bir başka oluyor dedi malesef biz gün batımına kalamadık ama sahildeki balıkçılardan birinde yerimizi aldık ve 15 kadın masaya kurulduk.Mezeler ve balığımızın tadını çıkardıktan sonra doğumgünü pastamı üfledim.Tüm Gürsoy kadınlarına bana hazırladıkları bu özel gün için teşekkürlerimi buradanda ietmek isterim.
SOSYETİK SERGİ
Bu aralar şehirde olan sanat etkinliklerinin sayısının gün geçtikçe artması pek hoşuma gidiyor.Bu sefer ki sergi haberi ise Mehmet Gazioğlu’dan geldi.Köklü Türk ailelerinden Gazioğlu’nun dördüncü kuşak yöneticisi Mehmet Gazioğlu yeni yeni merak sardığı fotoğraf hobisini 4 ay gibi kısa bir sürede geliştirerek ilk kişisel sergisini 4 Mayıs’ta gerçekleştiriyor.Sadece özel davetler için kapısını açan Soho House Chancery’de gerçekleşecek serginin fiskosları şimdiden sosyeteyi sarmış.Benim sergiye olan ilgimin en önemli etkeni ise,elde edilecek gelirin bir kısmının Tohum Otizm Vakfı’na bağışlanacak olması.Eminönü,Galata,Balat gibi İstanbul’un büyülü tarihi izlerini barındıran bölgelerinde gerçekleşen çekimlerin bir araya geldiği ‘’Sürralist’in Rüyası’’nı sanatseverler olarak merakla bekliyoruz.
Yorum Yok