Daha önceki yazılarımda çocukluğumun geçtiği Çengelköy’ü kendi gözümden anlatmıştım. Bu hafta Beylerbeyi dosyası yapmak istedim. Nereden mi aklıma geldi? Darbe girişimi yapıldığı gün ailemle Beylerbeyi’nde yemekteydik ve tüm çatışmaların ortasında kaldık. Olaylar Beylerbeyi Sarayı’nın önünde patlak verdi. Büyük bir panik yaşadık ve birçok esnaf zarar gördü. Hatta hain saldırıda muhtarımız vuruldu. Korkunç gecede köpeğimiz kayboldu. Sonunda Beylerbeyi ve Çengelköy halkının yardımıyla köpeğimize kavuştuk. Bize yardımcı olan kayipkopek.com web sitesine de desteğinden ötürü teşekkür ederim. Hem Beylerbeyi esnafına moral olsun, hem de sizin için keyifli öneriler olabilecek; Beylerbeyi dosyama hoş geldiniz.
SU MERDUM BUTİK OTEL
Haftaya canım kuzenim Ece ve müstakbel eşi Onur’un nişan töreniyle başladım. Beylerbeyi’nin en güzel ve şık mekânlarından Su Merdum Otel’de masal gibi bir geceye tanıklık ettik. Burası benim favorim. İçeri girdiğiniz andan itibaren şehirden kopup kendinizi modernize edilmiş bir Osmanlı bahçesinde buluyorsunuz. Osmanlı tarihinden gelen 13 farklı karakterden esinlenerek hazırlanmış 13 farklı dekorasyonda oda mevcut. Her gittiğimde bu odaların ihtişamından ayrı bir etkileniyorum. Fakat otelin, misafirleri dışında da havuzbaşında veya bahçesinde kahvaltısına ve Osmanlı lezzetlerine meraklısı çok. Şehir içinde ailecek veya romantik bir kaçamak yapmak için ve VIP SPA bölümünde şehir stresinden arınmak için biçilmiş kaftan.
Daha çok keşfedilmemiş bu mekân, özel günleriniz içinde güzel bir seçim olacak. İşletmenin sahibesi Selda Uluğ, darbe girişimi gecesi çatışmada kalan vatandaşlara kapılarını açarak hepsine yardım etmiş. Bize olan ilgisi ve bu güzel davranışından dolayı kendisine buradan da teşekkür etmek isterim.
BEYLERBEYİ TİKE
Beylerbeyi, bir sahil şeridi. Burada keyifli bir akşam yemeği hayal ediyorsanız, kendinizi deniz manzarasına karşı bir masada hayal edebilirsiniz. Fakat gelin görün ki; Tike’nin sıcak ve hafif salaş elit atmosferinde denizi görmeye lüzum dahi duymuyorsunuz. Personel samimi, yemeklerin lezzeti parmak ısırtacak cinsten. Bu yörede oturan Sabancı’lar gibi pek çok ünlü ailenin uğrak mekanı. Tike imzası taşıyan bu mahalle restoranı vazgeçilmezlerinizden olacak.
ViLLA BOSPHORUS BEYLERBEYI
Size Arnavutköy ve Kuruçeşme’deki müdavimi olduğunuz balıkçıları unutturacak bir öneri. Gün batımı sırasında deniz kenarında bir masa yakaladınız mı bir daha da kolay kolay buradan vazgeçemezsiniz. Manzarası anlatılmaz yaşanır cinsten. Nedendir bilmem. Asya yakasının personeli daha bir sıcak ve ‘Ne vereyim ağabeyime?’ üslubundadır. Seçim yaptığınızda sizi uyarır. ‘O lezzetli değildir ablam! Sana en taze balığımız bundan yapayım. Daha memnun kalırsın’ samimiyetini gösterir. Mekânda benim favorim mezeleri. İçeriye bir de yeni bir renovasyon yapılsa İstanbul’da üstüne tanımam.
Doğa Balık Beylerbeyi
Mekânın adını yazarken bile aklıma gelen manzara görüntüsünden gözlerim kamaşıyor. Denizin üstünde panoramik bir Boğaz manzarasında yemek yediğinizi düşünün ve işin güzel kısmı işletmeyi arayıp ‘Lütfen deniz kenarı olsun’ uyarısı yapmanıza da gerek yok. Çünkü hangi masada oturursanız oturun iki köprünün arasında eşsiz manzaradasınız. Beylerbeyi’nin en sevdiğim tarihi yapılarından biri Gül Sultan Yalısı’nın içinde konumlanmış mekân, daha yalının girişindeki ulu ağaçlı yolda sizi etkilemeye başlayacak. Karides güveç özellikle favorim.
Beylerbeyi Sarayı Bahçe Cafe
Öyle çok lüks bir saray havası beklemeyin. Burası bir kafeterya… Çay-tost kafası… Burayı bana bıraksanız İstanbul’un en havalı mekânı haline çevirirdim vallahi. Konum harika… Asya ve Avrupa’nın tam ortasında… En önemli tarihi binalarımızdan birinin bahçesi ve havuzbaşı. Elini uzatsan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne dokunacaksın gibi bir manzara. Denize sıfır. Daha ne lazım ki? Şu an şeker bir kafeterya havası altında ama işletmeyle ilgili sıkça kulağıma gelen şikayetler, personelin kaba tutumunun sosyal medya mecralarına kadar taşınması her defasında geri adim atmama neden oluyor.
Yorum Yok