BENİM GÖZÜMDEN…
97 senesinde Karaköy’ün göbeğindeki en eski binalardan biri olan Saint Benoit Lisesine girişimle Karaköy maceram başladı.
Karaköy’ün arka sokakları ile ilgili farklı söylentiler,şakaların yanı sıra benim için eğitim hayatımın en büyük adımı,ilk dostluklar,ilk aşk kısaca 8 senemi geçirdiğim 2.evimdi.İlk seneler sabahın erken saatlerinde açılan pastanelerdeki sıcak poğaçalarla kahvaltımızı yapar okula girerdik.Biraz daha büyüdükçe okul çıkışı sosyalleşmelerle,zaman zaman okul kırmalarla Karaköy’ü keşfetmeye başladık.Tophane’de ki nargileciler ve Amerikan pazarı adeta okulun sosyal tesisi gibiydi.Okulu kıran,sevgilisiyle gizli gizli buluşan soluğu Tophane’de alırdı.
Hele ki Türkiye maçları olduğu gün okul çıkışı hepimiz orada toplanır erkekler maç izlerken kızlarda bir köşede elma çayımızı içip okul dedikodusu yapardık.O zamanlar Karaköy’ün en bilinen mekanları vapur iskelesi yakınlarındaki Güllüoğlu ve Köşkeroğlu’ydu.Ee tabi genciz kan kaynıyor kesermi bizi buralar.Tonlarca para döküp evden okula güvenli bir şekilde getirip götürmesi için ailelerimizin bizi kaydettirdiği okul servislerinden adeta kaçardık ve tek vesayit ile Taksim meydanındaydık.Ara Güler’in İstiklal Caddesindeki cafesi vazgeçilmez durağımızdı.Bide yanlış hatırlamıyosam Barcelona pastaneleri vardı hemen hemen tüm pasta çeşitlerini o yıllar tatmıştık.Şuan gitmeye tedirgin olduğum Beyoğlu sinemalarında büyüyen öğrencilerdik biz.Öyle dolu dolu 8 sene geçirmişizki Saint Benoit’da ne ilkokul ne üniversite anılarım,arkadaşlıklarım orda ediniklerimin önüne geçemedi.Şuan düşünüyorumda o seneler aklıma gelirmiydi Karaköy’ün bugünkü halini alacağı.Okul günleri dışında yolumun bu sokaklara düşüceği.
GÜNÜMÜZÜN KARAKÖY’Ü
Son 2-3 senenin en çok yatırım yapılan ve gelişmekte olan bölgesi.Oteller,restoranlar,gece klupleri, mağazalar…Marjinal kesimin sosyalleşme alanı olarak başlayan gelişim gelin görünki Hermes çantası topuklu ayakkabısıyla gezen kızlar Ferrari’sini kapıya çeken erkeklerinde gözdesi oluverdi.Ben bu durumdan rahatsızmıyım? Asla.Mekanlardaki çeşitlilik sayesinde pazar günü yürüyüş sonrası ister terli bakımsız ol ister üstünde yırtık pırtık esofmanların oturup bir şeyler içebileceğin bir mekanın var ya da kız kıza giyin süslen topukluları çek yine soluğu Karaköy’de al.Umarım dejenere etmeden bu gelişim hızla devam eder.
KARAKÖY’ÜN EN YENİLERİ
Mitte:Bebek’in gözdesi Lucca’nın uzun yıllar işletmeciliğini yapmış Turgay Yıldız’ın menüsüne sushi ve istiridye bile eklenmiş ilerleyen saatlerde lounge ve klube dönüşen mekanı.Öyle bir açılış yaptıki içeride kimi isterseniz vardı.
Goya:Şimdiden popülaritesi tüm eğlence severler arasında yayılmış.Zengin bir akşam yemeği menüsü bir o kadarda zengin sunumlar.Ünlü DJlerden Murat Tokuz ve Diceymono kabindeler.İşletme yine bir Saint Benoit’lı arkadaşım Çetin Kolukısaoğlu’na ait.
Cano:Eğlence sektörünün tanınmış isimlerinden Candan Topdemir’in sofistike dekoruyla dikkat çeken İtalyan mutfağına sahip ünlü DJ David Saboy’un müziğiyle kapılarını açmış restoran-klubu.
Mükellef:Başka bir Saint Benoit’lı arkadaşım yakışıklı şefimiz Arda Türkmen’in adı üstünde mükellef sofralar kurduğu şahane manzaralı restoranı.Fonda Zeki Müren ezgileri masada çeşit çeşit mezeler keyif ve doyma garantili.
Madeo:Basarili isletmeci Erdal Dogan,unlu DJ Kerem Onger ve is adamlari Mert Gocay ve Dorukhan Acar tarafindan acilan mekan yaz aylarinda Cesme’de beach-restaurant olarak epeyce konusulmustu.Kislik mekanlari icin Karakoy’u tercih eden Madeo ekibi eglence dunyasina hizli bir giris yapti.
Yorum Yok