Geçtiğimiz haftasonunu Lübnan’ın başkenti Beyrut’da geçirdim.En son 8 sene önce ziyaret etmiştim bu şehri ve tadı damağımda kalmıştı.Arada geçen süreçte şehrin güvenilir olmadığına dair bir çok kez uyarıldım ve tekrar seyahat edemedim.Gelin kırmızı bölge ilan edilen Beyrut’un son durumunu sizinle paylaşayım.
VİZESİZ GİRİŞ
Bu aralar Avrupa,İngiltere,Amerika vb. seyahatlerimiz bir tık daha zorlaştı sanki.Vize almak için ciddi paralar ödüyor ve bazen haftalarca vizenin çıkmasını bekliyoruz.Durum böyle olunca seyahat rotası belirlerken vizesiz ülkeler ilk seçenek oluyor.Lübnan’da bu ülkelerden biri.Uçak biletimi aldım,pasaportumu çantama attım ve sanki yurtiçi seyahat eder gibi 1.30 saatte Beyrut’taydım.Hani genelde pasaport kontrolünde çalışan görevli,hafif bir gerginlik yaratır ya burada Türk’lere ayrı bir misafirperverlik var gibi hissettim.Bir başka rahatlık ise havaalanından 15 dakika içinde şehire ulaşmaktı.
BEYRUT GÜVENLİ Mİ?
Havaalanına ayak bastığınız an şehirde farklı bir güvenlik uygulaması olduğunu hissediyorsunuz.Her köşede her sokakta kafelerin önünde,otel girişlerinde silahlı askerler şehiri çevrelemiş durumda.Sanırım o eski kaos,çatışma dönemleri bu sıkı güvenlik önlemleriyle geride kalmış.Şehir gayet sakin ve güvenilir gözüküyor çünkü güvenlik kuvveteri kuş uçurmuyor.Hatta çatışmaların sık yaşandığı bazı turistik bölgelerde tamamen yaya girişine kapanmış.Örneğin geçen sefer gittiğimde zamanımın çoğunu geçirdiğim bir çok kafe ve lokal mağazaların bulunduğu Place De L’Etoile tamamen girişe kapanmıştı hatta ismi bile değiştirilmişti.
GÜNDÜZLER
Hava durumu İstanbul ile çok farklı değil hava sıcaklığı 5-6 derece daha fazla o kadar.Şansıma güneşli bir haftasonu geçirdik ve gündüzleri vaktimizi deniz kenarındaki kafelerde geçirdik.Şehrin içi İstanbul,sahil şeridi ise bana İzmir’i anımsattı.Burası tam bir antik şehir sokaklar ve binalar genelde hep tarihi yapılar fakat bu tarihi yapıların arasında yükselen ultra lüks oteller ve ve restoranlar mevcut.En keyif aldığım yer ise Beyrut Marina oldu.Yat limanı boyunca uzanan şık kafeler ve mağazalar…
GECE HAYATI
Beyrut’un eğlence hayatı dillere destandır zaten.Klüplerin sayısı sayamayacağım kadar fazla ve haftasonu gelip çattımı klüp sayısı çok fazla olmasına rağmen rezervasyonunuz yoksa yer bulmanız neredeyse imkansız.Gençlik gece hayatına akın etmiş durumda.Türkiye’de gece 1.00 gibi başlayan gece hayatı burada akşam 23.00 dedimi start veriyor ve sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor.Birçok da ‘After Club’ mevcut yani gece 3.00’ı gördün mü gençlik bu after club’ların yolunu tutuyor.Klüp sonrası ise buluşma noktası nargile kafeler.Bizim çorbacı muhabbetimiz gibi onlarda da eğlence sonrası nargilecilerde toplanılıyor.
LOKAL YEMEKLER
Orta doğu mutfağını bilirsiniz et ve bol yağlı mezelerden oluşur.Sabah kahvaltıda bile önünüze peynirden önce humus geliyor.Bir başka vazgeçilmezleri ise ‘Falafel’.Deniz ürünleri restoranına gitseniz dahi bir kebap tabağı,falafel topları ve limon ile servis edilen kıymalı pideler önünüze konuyor.Bir de ‘Saj’ları unutmayalım.Bizim lavaşımızı peynir-kekik,labne,kıyma gibi isteğe bağlı malzemelerle fırınlıyorlar.Sağlıklı pizza ya da lahmacun diyebilirim ‘Saj’lar için.Beyrut’un tüm lezzetlerini tadayim ve keyfini çıkarayım diyorsanız dönüşte ciddi bir diyet programına kendinizi hazırlayın.
FARAYA DAĞI MZAAR KAYAK MERKEZİ
Pazar günü şehire 1 saat uzaklıkta ki FARAYA Dağına tırmadık.Lübnanlıların rağbet gösterdiği kayak merkezi Mzaar bu dağda bulunuyor.Bizim Uludağ’ı anımsattı bana.Tabi Uludağ çok daha lüks kalır Mzaar’ın yanında.Özellikle günü birlikçiler akın etmiş dağa.Kimi kayma peşinde kimi ise dağ havasında keyif yapma.Öğle yemeği için Intercontinental Otel’in terasına yerleştik.Pistlere karşı kayanları izleyerek karlarla çevrili terasta yemek yemek büyük keyifti.Kayak için tavsiye etmem fakat şehire 1 saat uzaklıkta ki kayak merkezi keyif yapmak için güzel bir seçenek.
Yorum Yok