Herkesler bayramda tatilini yaparken ben İstanbul’da nöbet bekliyordum ki tatil sırası bana geldi.Bu haftaki yazımı Monako’dan yazıyorum size.Buralarda ne olup bitiyor neler yapıyorum yazacağım fakat ilk Türkiye gündemimize küçük dokundurmadan geçmeyeyim.Biliyorsunuz üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen ünlüsü bol Eser Yenenler,Berfu Yıldız düğünü hala konuşuluyor.
Hatta magazin okuyucusuna gına geldi biliyorum ama bir kaç yorum yapmadan geçemeyeceğim bende.
BOHEM RÜKÜŞLER
Aile arasında yapılan nikahtan sonra sadece eğlence amaçlı bir kutlama yapacaklarını söylemişti Eser Yenenler.Bekar günlerinde evini klube çeviren birinden daha yaratıcı,ağızları açık bırakacak bir düğün teması beklerdim.En azından Acun Ilıcalı dahil gelenlerin kıyafetleri ya da Seda Sayan’ın bebeksi filtresi yerine düğün organizasyonunu konuşabilirdik.Neyse efendim kutlama yeri olarak Kilyos’ta bir plaj tercih eden çift (Abi sen Eser Yenenler’sin parti ve gecelerin adamı…Kilyos? Gerçekten mi?) konuklara bir “dress code” koymuşlar; Bohemian Chic.Yani bohem,salaş,rahat ama şık,usturuplu,derli toplu gibi açıklayabiliriz konsepti.Katılan ünlülerimizden bir tanesi mi konseptin hakkını veremez bir tanesi mi ya! Kimi salon düğününe gidiyor gibi gelmiş altına sandalet giymiş kimi 5 çayına gider gibi özensiz.Aslı Enver’in korkunç süer kemeri gözümden girmiyor.Eser ve Berfu’yu tebrik etmek lazım Türklerin altından kalkamayacağı tek temayı sanki özellikle seçip koymuşlar davetiyeye.
İMPERİA ŞEHRİNİ KEŞFETTİM
ımperıa plajı
Gelelim benim tatilime.Monako’yu daha önce detaylı kaleme almıştım eski yazılarımdan ulaşabilirsiniz.Ben buraya 1 saat uzaklıkta ilk defa ziyaret ettiğim başka bir şehirden bahsetmek istiyorum,İmperia.Monako’da tatil yapmamın en keyifli tarafı Fransa ve İtalya sahillerine çok yakın olup araba ile istediğiniz şehire otoyol ile geçebilme rahatlığınız.En yakın olanlarından biri de İtalya’nın kuzey batısında ki Ligurya denizinin bir yarım adası İmperia.Ufacık bir kasaba ama tarihini korumuş.Zamanında Bizansların elindeyken Cenevizlilere satılmış sonra İtalya’nın topraklarında kalmış.Köklü bir tarihi yapısı var.Yarım ada olmasından kaynaklı şehir “Liman” şeklinde.Şehirin iç kısımlarına bile liman bölgesi deniyor.Mütevazi bir yaşam var.Lüks kafeler,restoranlar yok.Biz,elimize kahvemizi alıp teknelerin bağlı olduğu Porto Maurizio Marinası’nda gün batımını izledik.Geç gittiğimiz için müzeler ve turistik alanlar kapanmıştı.Sizin yolunuz düşerse Villa Grock,Parasio ve Zeytinyağı Müzesini muhakkak gezin.
BİZ BURADA ZENGİNLERİ SEVMEYİZ
Hemen Imperia’da başımıza gelen ilginç bir olayı anlatayım.Monako,Grand Prix araba yarışlarıyla ünlü bir bölge olduğundan dolayı turistlerin en büyük eğlencesi lüks spor arabalar kiralayarak profesyonel yarışçıların yarıştığı sokaklarda sürül deneyimini yaşamak.Bizde lüks bir araba kiralamıştık ve İmperia’ya o arabayla girdik.Şehir içine indiğimizde garip bir şekilde kornalanmaya başladık,camı açıp küfür edenler oldu.Kimi yolumuzu kesti,kimi park yapmamıza izin vermedi.Şaşkınlık içinde ne olduğunu anlamaya çalışırken bir genç yanımıza gelip olayı anlattı.İmperia halkı şehrin turizme açılmasını özellikle zengin kitlenin buraya gelerek mütevazi yaşantıyı baltalamasına şiddetle karşılarmış.Bu nedenle lüks arabalar görünce rahatsızlık verip turistleri kaçırmaya çalışırlarmış.Enteresan…
VILLA GROCK
Yorum Yok