O kadar isterdim ki bu haftaki yazı başlığımda korona adı geçmesin ama kurtulamadık bu illetten ve gündem hala virüs virüs virüs. Böyle karamsar başladım yazıma içinizi kararttım ama hep kötü şeylerden bahsetmeyeceğim tabii ki. Bu hafta kaleme almak istediğim konu korona ile değişen hayatlarımız ve beraberinde değişen alışkanlıklarımız ya da yeni edindiğimiz alışkanlıklarımız diyelim. Benzeri yaşanmamış bir süreçten geçiyoruz ve konu sağlık olunca tüm ezberler bozuldu ve yeni bir hayat rutinine ayak uyduruyoruz tüm dünya ile beraber. Toplum olarak değişen bir günlük rutin söz konusu olunca günlük aktivitelerimiz ve davranışlarımız kökten değişti diyebilirim. Karantina,bireysel izolasyon ve sosyal mesafenin uygulandığı şu günlerle gelen yeni huylar ve alışkanlıklar edindik. Ben de bir kısmını sizin için derledim.
Hijyen takıntısı: Kişisel hijyenini zerre umursamayanlar vardı aramızda evet kabul edelim bunu. Yazın duş almaya ve deodorant kullanmaya insanları teşvik etmek için kamu spotları bile hazırlamadık mı zamanında? Şimdi gelin görün ki çevremde en umarsız olanımız bile temizlik bağımlısı oldu çıktı. Allah aşkına sevgili okurlar bir gün biri size deseydi ki eve dışarıdan giren her nesneyi buna market alışverişleri,yiyecek,içecekler dahil olmak üzeher şeyieyi silerek,dezenfekte ederek eve alacaksınız. Kim inanırdı buna? Şu an trajikomik bir şekilde eve alınan deterjan şişesinin üstü bile silinerek kullanıyoruz. Marketten toplu bir alışveriş yaptıysanız hele ki alınanların raflara yerleştirilmesiyle en az 1 saat sürüyor çünkü büyüklü küçüklü sakız paketine kadar her şey tek tek siliniyor. Maske,eldiven ve dezenfektan kullanımı: Aslında listenin başında olmayı hakeden bir kalem bu. Koronadan önce hayatım boyunca medikal maske takmamıştım şimdi ise maskelerimle ayrılmaz bir bütünüz. İlk günlerde evden çıkarken maske ve eldiven almayı unutuyordum şu an komşuya dahi geçecek olsam maskem,eldivenimi takıyor,mini dezenfektanım cebime atıp öyle çıkıyorum. İşte başlı başına bir alışkanlık örneği size.
El yıkama rutini: Korona ile beraber uzman ve doktorların ilk topluma kazandırmaya çalıştıkları alışkanlık doğru el yıkamaktı. Meğerse bugüne kadar ben hiç doğru düzgün ellerimi yıkayamamışım dedim kendi kendime. Ellerimizi muhakkak 20 saniyeden fazla yıkamamız gerektiğini,baş parmakları ayrı ayrı ovalamayı,el yıkamanın aslında neredeyse yarı kola kadar yıkamak olduğunu biz bu virüsten sonra öğrendik ve senelerin el yıkama alışkanlığı bir anda başka bir boyut aldı.
Stoklu hayat: Evde yaşamın ve karantinanın gereksinimlerinin başında ev stoğu ve erzak geliyor. 2 günlük karantina bile insanları anlamsız bir paniğe sürükledi oysaki çok öncesinden bu karantinaya hazırlıklı olmalıydık. Ben de günübirlik yaşayan bir insanım,evimde erzak,tuvalet kağıdı vs. stokladığımı hiç ama hiç hatırlamam ama şimdi durum değişti. En az 1 haftalık ihtiyaçlarımı muhakkak evimde bulunduruyorum. Bu da benim değişen alışkanlıklarımdan biri oldu işte.
Online yaşam:İnternet alışverişi gün geçtikçe artan bir sektördü aslında fakat şu an her ihtiyacımızı internet üzerinden karşılar bir duruma geldik. Giyim kuşam,ev ve kişisel ihtiyaçlar için,sosyalleşmek için bile artık tek mecramız internet. Bu süreçte bize büyük kolaylık sağladı online hizmetler ve internet siparişleri başlı başına bir alışkanlık haline dönüştü.
Yorum Yok