Pandemi ve karantina sürecinin hiç şüphesiz kazananı Acun Ilıcalı ve Survivor Yarışması oldu. Tarihinin en ilgiyle izlenen neredeyse haftanın 7 günü seyircisi tarafından takip edilen sezonu oldu. Bunun başta en büyük etkeni evlere kapalı olduğumuz dönemde en büyük vakit geçirme aktivitemizin televizyon izlemek oluşu. Virüsten ötürü haliyle dizi setleri durdu ve zorunlu ara verilmiş oldu. Ekranda her gün takip edilecek bir Survivor kaldı geriye. Hiç ilgilenmeyeni bile bu sezon göz ucuyla yarışmaya bakmıştır,yarışmacılar hakkında bir fikre sahip olmuştur diye düşünüyorum. Durum böyle olunca yarışmanın finali ve şampiyonu daha bir merak edilir ve heyecanla beklenir olmuştu. Bu hafta kazanan belli oldu ve Survivor 2020’nin şampiyonu Cemalcan Canseven oldu. Kendisine buradan tebriklerimi iletiyorum.
AH ŞU YAZ DİZİLERİ,DİZİLERİMİZ…
Aslında Gazetemizin Magazin Müdürü Barış Kocaoğlu pek sever dizileri mercek altına almayı. Hiç de çekinmez eleştirirken kalemi sivridir. Pek hoşuma gidiyor televizyon yorumları Barış Bey’in. Bu hafta ben de dayanamadım evde geçirdiğim 1 hafta boyunca maruz kaldığım dizileri yorumlamak istedim. Oğlan yakışıklı,kız güzel senaryo ne olursa olsun akar gider klişesi 2020 yaz dizilerinde de devam ediyor anlaşılan. Evet kafamız dolu,zor bir süreç atlattık bizi yoran dizi konuları değil daha sabunköpüğü laylaylom sohbetlerin olduğu mevzular izlemek istiyor olabiliriz halk olarak ama salak yerine de konmak istemiyoruz ki. İlk eleştirim daha dizi başlamadan dizinin tanıtım kampanyasının aşırıya kaçması. Dizi fragmanı ve oyuncuları dizi yayına girmeden o kadar çok ekranda görüyoruz ki bıkıyoruz. Şahsen benim düşüncem bu,sosyal medyada da sık sık aynı yoruma denk geldim. Onun dışında sanki 2-3 senedir tüm yaz dizilerinin senaryosu aynı kalemden çıkıyor gibi bir his var. O kadar yakın konular ki birbirine,sadece oyuncuların kaşını gözünü izliyoruz artık gibi geliyor.
BELGESEL İZLEMEYİ SONUNDA SEVDİK
Bence dijital dizi-film izleme platformu Netflix’in keyifli vakit geçirtmek dışında bize hizmet ettiği başka önemli bir konu var.Kesinlikle yeni alışkanlıklar edinmemize neden oluyor. Bunlardan biri de belgesel izlemeyi bize sevdirmesi.Hayvanlar Alemi ve Su Altı Dünyası dışında vizyonumuzu geliştirecek,global farkındalıklar yaratacak birçok belgesel sundu bize.Şahsen benim fazla belgesel kültürüm yoktu yumuşak bir geçiş yaptım dizilerden belgesellere.İlk Prenses Diana,Michael Jackson gibi önemli isimlerin hayatlarını izlemeye başladım şimdi ise seri katillerden tutun da çözülememiş polisiye olaylara kadar izler ve yakıdan takip eder oldum.Bunun gene Türk’ler arasında yaygın bir durum olduğunu ise Netflix Türkiye’nin en çok izlenen ilk 10 programından anlıyorum. Muhakkak belgeseller başları çekiyor. Güzel bir bilinçlenme adımı.
Yorum Yok